5 Haziran 2012 Salı

intikam..!


markete her gidişimde bütün reyonlara arsızca saldıran ben, kasaya geldiğimde müthiş bir heyecanla ödemeyi yapar, eve gelip aldıklarımı özenle yerleştirir ve onları orada öylece çürümeye bırakırım yıllardır.
canım çikolata ister, en cafcaflı olanını alır, paketini bile açmadan tezgahta bayatlamaya terkederim.
küçükken de böyleydim aslında. oyuncakçının vitrininden içeri bakar, türlü türlü, renkli renkli oyuncakları seyrederken kendimden geçer; onlar bana alındığı zaman da sanki çoktan sıkılmışım gibi bir kenara atardım.
daha bugün bile arkadaşlarım pes'te birbirlerinin eline verirken onları izleyerek vaktimi geçirdim. onlar gol attıkça ben coştum, onlar ara pası verdikçe ben galeyana geldim, muz ortaları onlar açtıkça ben yerimde duramaz oldum.
işte aşk da benim için böyle bir şeydi aslında sana kadar. uzaktan izler durur, insanların mutluluğuyla ben sevinir, elele gezen bir çifti görünce kendime bir cornetto (aşkımla erir misin?) ısmarlardım.


sonra sen çıktın karşıma.
ve ben ilk defa aldığım bütün yiyecekleri tezgaha yerleştirmeden yeme isteğiyle dolup taşıyorum şimdilerde.
aldığım çikolata artık daha tatlı, vitrindeki oyuncaklar hep benim olmalı.
aşk bizim olmalı. uzaktan baktığım o günler geride kalmalı artık.
elele gezmeliyiz sokaklarda; konuşmadan anlaşmalı, konuşunca da tarihin bütün detaylarını bir bir anlatmalıyız.
dünlerin intikamını almalıyız keyifle.
hayattan alacaklıyım sevgilim, aşkla yeniden doğmalı, kefene beraber sarılmalıyız..!


aşkımla erir misin?

hastası olduğum oyuncakçı vitrini

muz orta dedikleri bu olsa gerek

Hiç yorum yok: