9 Şubat 2012 Perşembe

aşkın kutsal geometrisi..!

ne gibi bir kimyaya bürünüyor, içim dışıma ne emrediyor bilmiyorum; ilgilenmiyorum da esasen.
sabah uyandığım an başlayan korku, heyecan, mutluluk, panik, kızgınlık, huzur hallerimin hepsinin sadece sen aklıma geldiğinde ortaya çıkması ve ne adi ki senin sürekli olarak benim aklımda olman ne garip.
ne garip sana sürekli sarılmak istemem.
ne garip a kadın, dudaklarını öpmek istemem.
vücudumda pistonlar varmış gibi ilerletiyorum zamanı. sanki benimle beraber değil de benim sayemde akıyor günler. gezegenler benim sayemde koruyorlar gökyüzündeki yerlerini.
aşk, kutsal geometrisini benimle tamamlıyor sanki.

soyunuyorum solgun günlerin ardından, tenim değişiyor, ruhum değişiyor, gözlerim, ellerim, saçlarım yenileniyor bir bir.
gördüğüm şeylerde bakmadıklarım da var artık. duyduğum seslerde dinlemediklerim mevcut; gel artık yüreğimden tut.
sıkı tut ki düşmesin a kadın.
sıkı tut sana emanet, bırakma sakın a kadın.

uzak kaldıkça kalbimi sıkıyor varlığın, bensiz yaşama öl istiyorum, yanımda yoksan hiç olma.
kim bu kadar çok sever a kadın, söyle bana.
söyle ki duysun yer yüzü, gökyüzü, günyüzü; kıskansın güneş, ay dönsün beyaz yüzünü, bulutlar ağlasın ve tüm insanlar anlasın.
anlasınlar beni, heyecanım nedendir kavrasınlar, senden bahsedişim sebepsiz değil, bir dahaki bahsedişimde hatırlasınlar. hatırlasınlar aşk'ın varlığını bizimle.
ellerimiz kavuşsun, dudaklarımız kenetlensin birbirine ve biz parmakla gösterilen olalım sevgiyle.

okuyanlar türlü düşünecekler biliyorum. kimi kendinden bir şeyler bulacak içinde, kimi belki hiçbir şey hissetmeyecek, kimisi de hayret edecek ama biliyorum ki 
tüm satırlarımı sen anlayacaksın , bitmeyen heyecanımı sen kavrayacaksın  ve sen, a kadın, hayatımdaki son olacaksın..!

Hiç yorum yok: